Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uçaklarda “Yarı Oturur Koltuk” Dönemi Başlıyor

Uçak içi maliyetleri düşürmek isteyen düşük bütçeli havayolu şirketleri, yolcu konforunu azaltan yeni bir uygulamayı hayata geçirmeye hazırlanıyor. İtalyan Aviointeriors firması tarafından geliştirilen “Skyrider 2.0” adlı yarı oturur koltuk sistemi, 2026 yılı itibarıyla kısa mesafeli uçuşlarda kullanılacak.

Uçak içi maliyetleri düşürmek isteyen düşük bütçeli havayolu şirketleri, yolcu

Eğimli Koltukla Daha Fazla Yolcu, Daha Az Konfor

Yeni sistem, yolcuların geleneksel koltuk yerine hafif eğimli, yarı oturur pozisyonda seyahat etmesini öngörüyor. Böylece koltuklar arasındaki mesafe daraltılarak uçaktaki yolcu kapasitesinin yaklaşık yüzde 20 artırılması hedefleniyor. Havayolu şirketleri, bu sayede daha düşük bilet fiyatı sunulabileceğini savunurken, yolcular açısından konforun ciddi şekilde düşeceği değerlendiriliyor.

2010’da Reddedildi, 2026’da Geri Dönüyor

İlk kez 2010 yılında tanıtılan ancak güvenlik gerekçesiyle uygulamaya geçirilemeyen Skyrider konsepti, 2018 yılında Hamburg’daki Uçak İç Mekanları Fuarı’nda güçlendirilmiş versiyonuyla yeniden görücüye çıktı. “Skyrider 2.0” olarak güncellenen sistem; tabandan ve tavandan sabitlenerek güvenlik testlerinden geçmeyi başardı.

Sosyal Medyada Tepki Yağdı

Yeni koltuk sistemi sosyal medya kullanıcılarının da gündemindeydi. Kullanıcılar tasarımı,
“İnsanlık dışı”, “Yakında yolcuları uçağın dışına bağlayacaklar”, “Bu tam bir köle gemisi düzeni” gibi ifadelerle sert şekilde eleştirdi.

Yeni Tartışmalar Kapıda

Havacılık sektöründe maliyet optimizasyonunun, yolcu konforu üzerindeki etkisi her geçen gün artarken, “Skyrider 2.0” sisteminin yaygınlaşması halinde, yolcu hakları, konfor ve insan onuruna uygunluk gibi konuların yeniden tartışmaya açılması bekleniyor.

Sektör temsilcileri ise uygulamanın yalnızca kısa mesafeli uçuşlarla sınırlı kalacağını ve uluslararası güvenlik standartlarının dışına çıkılmayacağını ifade ediyor.