6,2’lik deprem ile bir kez daha büyük tehlikeyi hatırladı. Şehirde 600 binin üzerinde bina çökme riski taşırken, devlet destekli kentsel dönüşüm kampanyaları can güvenliğini sağlamak adına tarihî bir fırsat sunuyor. Geri ödemesiz hibeler, faizsiz krediler ve taşınma yardımlarıyla hem bireylerin hem toplumun geleceği güvence altına alınıyor.
Ülkemiz 23 Nisan’da Marmara Denizi açıklarında yaşanan 6,2’lik deprem ile yeniden sarsıldı. Herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmasa da, deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleştik. Bu süreç bize kentsel dönüşümün ne denli önemli olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iktidarı kaybetme pahasına da olsa dönüşümü yapacağız” sözünün üzerinden 13 yıl geçti. 2012 yılından itibaren İstanbul’da bugüne kadar yaklaşık 923 bin bağımsız bölümün yenilenmesi tamamlandı. Buna ek olarak, yaklaşık 209 bine yakın bağımsız birimin dönüşüm süreci de halen sürüyor. İstanbul genelinde toplamda 7,5 milyon yapı bulunurken, bunlardan 1,5 milyonu riskli yapı statüsünde değerlendiriliyor. Bu riskli yapıların yüzde 30’u ise kritik durumda ve acil olarak yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 600 bin bina her an çökme riski taşıyor.
SÜRECİ BAKANLIK YÜRÜTÜYOR
2023 verilerine göre İstanbul’daki aktif kentsel dönüşüm projelerinin yüzde 65’i, yani 126 binden fazla bağımsız bölüm, doğrudan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yönetiliyor. Özel sektör, toplam projelerin yaklaşık yüzde 34’ünü (67 binin biraz üzerinde) yürütüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise dönüşüm çalışmalarında sadece yüzde 1’lik (2 binin civarında bağımsız bölüm) bir rol üstlenmiş durumda. Rakamlardan da görüldüğü üzere dönüşüm sürecinin neredeyse tamamını bakanlık ve özel sektör üstleniyor. Oysa ki 2019 yerel seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun “5 yılda 100 bin konut dönüştüreceğiz” diye bir sözü vardı ve bu gerçekleşmedi. Tüm siyasi tartışmaları bir kenara koyarsak hükûmetin dönüşüm sürecine verdiği hem maddi hem de teknik destekler hayati önem taşıyor. Bu nedenle bu tarihi fırsatı kaçırmadan başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde dönüşüm sürecini hızlandırmamamız gerekiyor.
Destekle ilgili merak edilenler
1. Kimler bu destekten yararlanabilir?
İstanbul’daki 39 ilçede, riskli yapıya sahip olan tüm vatandaşlar bu destekten yararlanabiliyor. Başvuru için belirli bir son tarih bulunmuyor. Ev sahipleri önce kendi aralarında anlaşarak lisanslı bir kurum aracılığıyla binalarına riskli yapı raporu aldırıyor. Ardından, kat irtifakı kurulduktan sonra belediyeye başvurarak hak sahipliği belirlemesi yaptırılıyor. Bakanlığın belirlediği tarihte ise hak sahibiyle birlikte hibe ve kredi sözleşmeleri imzalanıyor. Kampanyanın tek şartı, yeni binanın (otopark ve sığınak hariç) eski binaya göre %50’den fazla büyümemesi. Bu şartla, ticari amaçlı büyük projelerin kampanya dışında kalması sağlanıyor.
2. Devlet desteği ne kadar?
Konutlar için verilen hibe tutarı 875 bin TL’ye, kredi desteği de yine 875 bin TL’ye çıkarıldı. Taşınma yardımı ise artık 125 bin TL. Toplamda, İstanbul’daki bir konut için sunulan destek miktarı 1 milyon 875 bin TL’ye ulaşıyor. Ayrıca, diğer konutlar için 1 milyon 750 bin TL kredi sağlanabiliyor. İş yerlerinde ise hibe ve kredi tutarları 437 bin 500 TL’ye yükseltildi. 125 bin TL’lik taşınma yardımıyla birlikte toplam destek 1 milyon TL’ye çıktı. Bu kampanyada gelir seviyesi ya da kredi notu dikkate alınmadan kredi sağlanıyor.
3. Ödemeler nasıl yapılıyor ve kime ulaşıyor?
Bina dönüşüm sürecinde maddi destek, hak sahibi adına yüklenici firmaya aktarılıyor. Vatandaş doğrudan para almıyor. Ödemeler ise kademeli olarak yapılıyor: İşe başlarken %30, taşıyıcı sistem tamamlandığında %30, sıva aşamasında %30 ve yapı kullanım izni alındığında kalan %10 ödeniyor. Taşınma desteği ise ev sahibi ya da kiracıya göre değişiyor. Kiracı varsa kiracı, yoksa ev sahibi bu yardımı alıyor. Kira desteğiyle taşınma yardımı aynı anda alınamıyor; sadece biri seçilebiliyor.
4. Kredilerin geri ödeme süreci nasıl ilerliyor?
Devlet tarafından verilen hibe karşılıksız olup, geri ödemesi bulunmuyor. Kredi için ise geri ödemeler, yapı ruhsatı alındıktan iki yıl sonra başlıyor. Bu sürede vatandaş evine taşınmış oluyor. Krediler 10 yıla kadar vadeli. İlk yıl faiz uygulanmıyor, sonraki yıllarda ise artışlar TÜFE’nin yarısı oranında yapılıyor.
5. TOKİ ya da Emlak Konut bu sürece dâhil oluyor mu?
Bina bazlı dönüşüm projelerinde vatandaş müteahhit firmayı kendisi seçiyor. Ancak geniş kapsamlı ve ada bazlı büyük projelerde tüm hak sahiplerinin mutabakatı sağlanırsa, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, TOKİ ve Emlak Konut devreye giriyor. Bu durumda devletin sağladığı hibe doğrudan inşaat maliyetinden düşülüyor, geri kalan borç uzun vadeye yayılarak uygun şartlarla taksitlendiriliyor.