Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) 2025 yılı Ocak-Haziran dönemine ilişkin verileri, ülkedeki işsizlik sorununun derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kuruma kayıtlı işsiz sayısı yılın ilk yarısında 2 milyon 185 bin kişi olarak kaydedildi.
İşsizlik oranlarında kısmi bir gerileme yaşansa da yaş ve cinsiyet dağılımı, iş gücü piyasasında özellikle kadınlar, gençler ve yaşlıların en kırılgan gruplar olduğunu ortaya koydu.
Kadınlar ve gençler öne çıkıyor
İŞKUR verilerine göre, Haziran 2025 itibarıyla kayıtlı işsizlerin 1 milyon 108 bini kadın, 1 milyon 77 bini erkek bireylerden oluştu. Kadın işsizliğindeki yüksek oran, işgücü piyasasında süregelen toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne serdi.
Kayıtlı işsizlerin yüzde 41’i, yani yaklaşık 905 bini 15-29 yaş aralığındaki gençler. Bu gençlerin 79 bini, bir yılı aşkın süredir iş aramasına rağmen herhangi bir işe yerleştirilemedi.
Emekliler de geçim derdinde
BirGün Gazetesi’nin haberine göre; düşük emekli maaşları nedeniyle geçinemeyen yaşlı bireyler de yeniden işgücü piyasasına dönmeye çalışıyor. 60 yaş ve üzeri 28 bin kişi, İŞKUR’a iş aramak için başvurdu. Bu sayı 2024’te 27 bin olarak kayıtlara geçmişti.
İşe yerleştirilen 60 yaş üstü bireylerin sayısı da arttı. Geçtiğimiz yılın ilk yarısında 6 bin 834 kişi işe yerleştirilmişken, bu sayı bu yıl 9 bin 442’ye çıktı.
Uzun süreli işsizlikte kadınlar daha dezavantajlı
İŞKUR kayıtlarında bir yılı aşkın süredir iş arayanların sayısı 209 bine ulaştı. Bu grubun yüzde 58’ini kadınlar oluşturdu. Erkeklerin yüzde 8’i bir yılı aşkın süredir iş ararken, kadınlarda bu oran yüzde 11 olarak belirlendi.
Bu veriler, kadınların yalnızca işe girme değil, istihdamda kalma konusunda da yapısal zorluklarla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.
İşsizlik maaşına erişim güçleşti
2025’in Ocak-Mayıs döneminde 717 bin 149 kişi işsizlik ödeneğine başvurdu. Ancak başvuranların yalnızca 343 bin 563’ü, yani yüzde 48’i bu haktan yararlanabildi.
60 yaş üstü 4 bin 847 kişiden sadece 2 bin 792’sinin işsizlik maaşı alabilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yetersiz kaldığını gösterdi.
İşsizlik sigortası fonunun amacı dışında kullanılması ve ödenek kriterlerinin sıkılaştırılması, sosyal devlet anlayışı açısından endişe verici bir tablo olarak değerlendiriliyor.