Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti yayımlandı. Metinde, “dezenflasyon sürecinin devam ettiği” vurgulanırken, haziran ayında da “enflasyonun ana eğiliminin gerilemeye devam ettiğine” dikkat çekildi.
Sıkı para politikasının “yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiği” ifade edildi. Kurul, ikinci çeyrek itibarıyla ekonomik aktivitede yavaşlama sinyallerine dikkat çekti; sanayi üretimi, ticaret ve hizmet sektörlerindeki ivme kaybına ek olarak, “mevsimsellikten arındırılmış istihdamın çeyreklik bazda yüzde 0,3 oranında azaldığı” bildirildi.
Toplantı özetinde, olası bir enflasyon bozulmasına karşı faiz artışına değil, makroihtiyati adımlara işaret edildi. “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda tüm para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” denilirken, faiz yerine alternatif araçlarla yanıt verileceği mesajı öne çıktı. Temmuz ayına ilişkin faiz indirimi yönünde herhangi bir sinyal verilmezken, kararların “enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla” alınmaya devam edeceği vurgulandı. Kurul, dezenflasyon süreci tamamlanana kadar sıkı duruşun kararlılıkla süreceğinin altını çizdi.
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti şu şekilde:
KÜRESEL EKONOMİ
1. Küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizlik, son dönemde bir miktar gerilese de yüksek seviyelerini korumuştur. Buna bağlı olarak, küresel büyüme görünümünde sınırlı bir iyileşme gözlenmiştir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 1,9; 2026 yılında ise yüzde 2,2 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Küresel talep görünümündeki bozulma nedeniyle nisan ayında keskin bir şekilde düşen ham petrol fiyatları, son dönemde jeopolitik gelişmelere bağlı olarak tekrar yükselmiş, enerji emtia fiyatları üzerindeki yukarı yönlü riskler artmıştır. ABD ve diğer ülkelerin önümüzdeki dönemde izleyeceği ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve artan jeopolitik riskler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
2. Tarife artışlarının enflasyon üzerindeki beklenen etkileri ülkeler arasında farklılık gösterebilmekle birlikte, enflasyon belirsizliği küresel ölçekte artmıştır. Bu çerçevede, merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdürecekleri beklenmektedir. Gelişmekte olan ülke piyasalarına son dönemde sınırlı portföy girişleri görülse de yüksek seviyesini koruyan küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
3. Jeopolitik gelişmeler; enerji fiyatları, risk iştahı, ülke risk primleri ve turizm kanallarından küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilecektir.
PARASAL VE FİNANSAL KOŞULLAR
4. Türk lirası (TL) mevduat faizleri, politika faizindeki artışın etkisiyle 18 Nisan haftasına kıyasla 334 baz puan artarak 13 Haziran haftası itibarıyla yüzde 56,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 455 baz puan artarak yüzde 60,3; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 31 baz puan artarak yüzde 70,9; konut kredisi faizleri 390 baz puan artarak yüzde 43,5; taşıt kredisi faizleri ise 302 baz puan artarak yüzde 46,5 seviyesinde oluşmuştur.
5. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 18 Nisan-13 Haziran döneminde yüzde 4,8 seviyesine yükselmiştir. Bu gelişmede kredi kartı bakiye büyümesindeki artış etkili olmuş, diğer bireysel kredilerin büyümesinde sınırlı değişim görülmüştür. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 3,6 seviyesinden yüzde 2,4’e gerilemiştir. Kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yabancı para (YP) krediler için uygulanan büyüme sınırıyla uyumlu bir şekilde, yüzde 0,5 olarak gerçekleşmiştir.
6. Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve TL’ye geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati politikalarda mevcut PPK döneminde bir dizi adım atılmıştır. Zorunlu karşılık oranları, yabancı para mevduatlarda tüm vadelerde, 1 yıla kadar vadeli yurt içi yerleşiklerle yapılan yabancı para cinsinden repo işlemlerinden sağlanan fonlarda ve 1 yıla kadar vadeli Türk lirası cinsi yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar ile yurt dışından kullanılan kredilerde vadeye göre farklılaşacak biçimde artırılmıştır. Ayrıca, kredi büyüme sınırından muaf tutulan kalemlerde değişiklikler yapılmıştır.
7. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 18 Nisan’dan bu yana 12,7 milyar ABD doları artarak 13 Haziran itibarıyla 159,3 milyar ABD dolarına yükselmiştir. 13 Haziran haftasında jeopolitik gelişmelerin etkisiyle kredi risk priminde ve kur oynaklığında artış gerçekleşmiş, takip eden dönemde bu göstergelerde bir miktar dengelenme olmuştur. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 16 Nisan’dan bu yana yaklaşık 40 baz puan düşerek 18 Haziran itibarıyla 304 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 18 Haziran itibarıyla yüzde 12,4 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 23,0 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana DİBS piyasasından 0,1 milyar ABD doları çıkış, hisse senedi piyasasına ise 1,5 milyar ABD doları giriş olmak üzere toplam 1,4 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
TALEP VE ÜRETİM
8. Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYH) verileri, 2025 yılının ilk çeyreğinde yıllık ve çeyreklik bazda büyüme oranlarında gerilemeye işaret etmiştir. Yıllık büyümenin temel sürükleyicisi hizmetler sektörü olmuş, sanayi sektörü ise büyümeyi sınırlamıştır. Özel tüketimin yıllık büyümesi yavaşlarken toplam yatırımlar yıllık büyümeye pozitif katkı vermeye devam etmiştir. Çeyreklik bazda ise özel tüketim ve toplam yatırımlar gerilemiştir. Mal ve hizmet ihracatı çeyreklik bazda artarken ithalatın düşmesi sonucunda net ihracatın çeyreklik büyümeye katkısı pozitif olmuştur. Bu çerçevede, yılın ilk çeyreğinde finansal koşullardaki sıkılığın devamı ile yurt içi talep zayıflamış, dış denge ise iyileşmiştir.
9. Nisan ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 2,8, çeyreklik bazda ise yüzde 2,3 oranında artış gerçekleşmiştir. Altın hariç bakıldığında hem aylık hem de çeyreklik artışlar daha düşüktür. Tekstil, giyim, ayakkabı, tıbbi ürünler ve kozmetik ile posta veya internet üzerinden alışveriş gruplarında ise perakende satışlar bir önceki aya kıyasla gerilemiştir. Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda yüzde 3,1 oranında azalırken çeyreklik bazda yüzde 0,8 oranında artmıştır. Hizmet üretim endeksi nisan ayında yüzde 0,6 oranında azalmıştır. Çeyreklik bazda ise, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 3,4 oranında yükselişinin ardından, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte gerilemiştir. Mart ayında, bayram öncesi mevsimsel artan talebin de etkisiyle kartla yapılan harcamalarda görülen artış, nisan ve mayıs aylarında hız kesmiştir. Beyaz eşya satışları nisan ayında artmış, otomobil satışları ise nisan-mayıs döneminde çeyreklik olarak gerilemiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, yılın ikinci çeyreğinde kayıtlı iç piyasa siparişlerinin, bir önceki çeyreğin altında olduğuna işaret etmektedir. Özetle, ikinci çeyreğe ait veriler yurt içi talebin yavaşladığını göstermektedir.
10. Nisan ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,1 oranında azalırken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 3,3 oranında artmıştır. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte yüzde 1,5 oranında azalmıştır. Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık ve çeyreklik azalışlar daha sınırlı olmuştur. Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu oluşan köprü günleri de sanayi üretiminde aylık bazdaki azalışta kısmen rol oynamıştır. Bu çerçevede, tipik oynak sektörlerin aşağı yönlü etkisi ile köprü günleri kaynaklı düşürücü etki göz önünde bulundurulduğunda, nisan ayında sanayi üretiminin ana eğiliminin görece yatay olduğu değerlendirilmektedir. İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, ikinci çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğüne işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı mayıs ayı itibarıyla bir önceki çeyreğe kıyasla 0,1 puan azalmıştır. İnşaat üretim endeksi ise, nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 3,1 oranında azalmakla birlikte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,5 oranında artmıştır.
11. Nisan ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam, 32,4 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda yüzde 0,3 oranında azalmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik olarak değişmemiş, işsizlik oranı ise nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte 0,3 puan artarak yüzde 8,6 seviyesine yükselmiştir. Anket göstergeleri, mayıs ayı itibarıyla yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden görünümün devamına işaret etmiştir.
12. Nisan ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 7,9 milyar ABD doları açık vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık ise 15,8 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek bir önceki aya kıyasla 3,0 milyar ABD doları artış göstermiştir. Nisan ayında bayram tatili nedeniyle dış ticarette geçmiş yıllarda olduğu gibi oynaklık gözlenmiştir. Bu duruma, küresel ticaret politikalarındaki belirsizlikten dolayı özellikle ithalatta gerçekleşen öne çekme davranışı eklenince aylık bazda dış ticaret açığı yüksek gerçekleşmiştir. Nitekim, hizmetler dengesi fazlasındaki yüksek seviyeye karşın, altın dış ticaret açığı ile altın ve enerji hariç dış ticaret açıklarında yükselişler görülmüştür. Bu dönemde, 12 aylık birikimli hizmetler dengesi fazlası güçlü seyrini sürdürmüş ve 62,0 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir.
13. Mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat artarken, ithalat belirgin azalış kaydetmiştir. 12 aylık birikimli olarak bakıldığında ise dış ticaret açığı bir önceki aya benzer düzeyde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli olarak cari açıkta, mayıs ayında belirgin bir değişim öngörülmemektedir. Altın ithalatı, mayıs ayında 2,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, birikimli olarak 20,1 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, mart ayında başlayan artış eğilimini nisan ve mayıs aylarında da sürdürmüştür. Mücevher kalemi dışlandığında ise tüketim malı ithalatı mayıs ayında sınırlı artış kaydetmiştir. Mayıs ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri haziran ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta mayıs ayında görülen hızlı yükselişin ardından sınırlı bir azalışa, ithalatta ise artan belirsizliğin de etkisiyle nisan ayında gerçekleşen öne çekme hareketinin mayıs ayında telafisiyle birlikte, yatay bir seyre işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, mayıs ayından sonra haziran ayında da mücevher ithalatında yüksek seviye ile mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda yatay bir görünüm ima etmektedir.
14. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, nisan ayında yüzde 171 civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 142 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir.
ENFLASYON GELİŞMELERİ VE BEKLENTİLER
15. Tüketici fiyatları mayıs ayında yüzde 1,53 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 2,45 puan azalarak yüzde 35,41 seviyesine gerilemiştir. B ve C endekslerinin yıllık enflasyonu sırasıyla 2,00 ve 1,75 puan azalarak yüzde 34,81 ve yüzde 35,37 olmuştur. Yıllık enflasyona katkılar temel mal grubunda değişmezken, diğer gruplarda gerilemiştir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, tüketici fiyatlarının aylık artışı bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır.
16. Mayıs ayında temel mal grubu enflasyonu üzerinde Türk lirasındaki gelişmelerin etkisi hissedilmeye devam ederken, hizmet enflasyonu zayıflamıştır. Dayanıklı tüketim mallarında fiyat artışı önceki aya kıyasla bir miktar güç kaybetse de otomobil kalemi öncülüğünde görece yüksek seyretmiştir. Hizmet enflasyonunda kira alt grubu ön planda olmuş, diğer alt gruplar ise ılımlı bir seyir izlemiştir. Mayıs ayı tüketici fiyat gelişmelerinde gıda grubu fiyat düşüşüyle öne çıkmış, bu gelişmeyi işlenmemiş gıda alt grubu sürüklemiştir. Bu gerilemede meyve fiyatlarındaki olumsuz görünümün devamına rağmen sebze ve diğer bazı işlenmemiş gıda kalemleri etkili olmuştur. Diğer yandan, şebeke suyu fiyatlarındaki artışın yanında nisan ayında elektrikte mesken tarifelerinde yapılan düzenlemenin sarkan etkisi ile enerji fiyatları mayıs ayında yükselmiştir.
17. Enflasyonun ana eğilimi mayıs ayında gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B ve C endekslerinde bir önceki aya kıyasla düşüş kaydetmiştir. Bu dönemde B endeksini oluşturan gruplar genelinde fiyat artışlarının zayıfladığı gözlenmiştir. Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri de bu dönemde gerilemeye işaret etmiştir.
18. Mayıs ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda artarak yüzde 2,02’ye gelirken, hizmet sektöründe bir önceki aya kıyasla yavaşlayarak yüzde 2,79’a gerilemiştir. Kira hariç hizmetlerde ise bu oran yüzde 2,40’a düşmüştür.
19. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Bu görünümle, hizmet yıllık enflasyonu mallara göre yüksek seyrini sürdürmektedir. Ancak, yakın dönem fiyat gelişmeleri hizmet sektörü aylık enflasyonunda kademeli bir güç kaybına işaret etmektedir. Nitekim, mayıs ayında hizmet grubu fiyat artışları temelde kira dışı kalemler öncülüğünde zayıflama göstermiştir. Kira enflasyonu sözleşme yenileme oranındaki mevsimsel düşüşün yanı sıra sözleşmelerdeki artış oranının yavaşlamasıyla mayıs ayında aylık bazda yüzde 3,10’a gerilemekle birlikte yüksek seyretmiştir. Kira dışındaki hizmetlerde aylık enflasyon yavaşlayarak yüzde 1,34 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırıldığında aylık enflasyonunun kira, haberleşme, lokanta otel ve diğer hizmetler gruplarında yavaşladığı, ulaştırma alt grubunda ise bir önceki aya kıyasla yükseldiği görülmüştür. Haberleşme grubu aylık enflasyonunda son iki aydır gözlenen ılımlı seyir mayıs ayında da korunmuştur.
20. Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, haziran ayında aylık kira enflasyonunun görece yatay seyredeceğine, yıllık bazda ise yavaşlama eğilimini sürdüreceğine işaret etmektedir. Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler aldığı ve gerilemeye devam ettiği izlenmektedir.
21. Yurt içi üretici enflasyonu mayıs ayında yüzde 2,48 oranında gerçekleşmiş, yıllık enflasyon 0,63 puan artarak yüzde 23,13’e yükselmiştir. Mayıs ayında ana sanayi grupları itibarıyla, fiyat artışı enerji grubunda öne çıkarken, diğer gruplarda yavaşlamıştır.
22. Mayıs ayında uluslararası emtia fiyatları düşüşünü sürdürmüştür. Alt gruplar bazında bakıldığında enerji emtia fiyatlarının gerilediği, enerji dışı emtia fiyatlarının ise temelde endüstriyel metaller kaynaklı olarak yükseldiği görülmektedir. Enerji emtia fiyatlarında yüzde 2,3 oranındaki gerilemede Brent petrol öne çıkmıştır. FAO gıda fiyatları endeksi de mayıs ayında bir miktar gerilemiştir. Ancak, tarifelerdeki artış ve buna eşlik eden belirsizlik ortamında küresel ekonomide beklenen yavaşlamanın etkisiyle bir süredir düşen emtia fiyatları, haziran ayında enerji grubu öncülüğünde yeniden yükselişe geçmiştir. Mayıs ayında ortalama 64,2 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatları, jeopolitik gelişmeler neticesinde haziran ayı ortasında 75 ABD doları civarına yükselmiştir. Jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir.
23. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi mayıs ayında tarihsel ortalamasının sınırlı bir oran üzerinde gerçekleşmiştir. Küresel konteyner endeksi mayıs ayında görece yatay seyrederken, Çin’e yönelik konteyner endeksinde yükseliş izlenmiştir. Anılan taşımacılık endeksleri jeopolitik gelişmeleri takiben haziran ayının ilk yarısında ise önemli ölçüde artmıştır. Döviz kuru sepeti, Euro kurunda daha belirgin olmak üzere, mayıs ayında yükselmiştir. Mayıs ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri hem girdi fiyatlarında hem de ürün fiyatlarında zayıflamaya işaret etmiştir.
24. Haziran ayında enflasyon beklentilerinde kısmî bir iyileşme izlenmiştir. Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,5 puan düşerek yüzde 29,9 seviyesine gerilemiştir. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,1 puanlık aşağı yönlü bir güncelleme ile yüzde 20,4 düzeyinde gerçekleşmiş ve diğer vadelerdeki beklentilerde de düşüş görülmüştür. Gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 0,5 puan ve 0,4 puan aşağı güncellenerek yüzde 24,6 ve yüzde 17,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,2 puan düşüşle yüzde 11,0 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında, nisan ayında yüzde 41,7 olarak ölçülen firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, mayıs ayında 0,7 puan azalarak yüzde 41,0 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri 0,6 puan artarak yüzde 59,9 seviyesinde seyretmiştir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
25. Öncü veriler ana eğilimdeki düşüşün haziran ayında da sürdüğüne işaret etmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık temel mal enflasyonunun haziran ayında yavaşlayacağı, hizmet enflasyonunun ise görece yatay bir seyir izleyeceği öngörülmektedir. Öncü veriler kur geçişkenliği yüksek olan dayanıklı tüketim mallarında beyaz eşya dışındaki kalemlerde nispeten sınırlı bir artışa işaret etmektedir. Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetleri fiyatlarının bayramın da etkisiyle karayolu ile yolcu taşımacılığı fiyatlarına bağlı olarak haziran ayında artması beklenmektedir. Ulaştırma ve kira dışındaki hizmet kalemlerinde ise ılımlı bir görünüm izlenmektedir. Öncü veriler haziran ayının ilk yarısı için işlenmemiş gıda grubunda, yaşanan don hadisesinin yansımalarının hissedildiği taze meyve fiyatlarındaki artışın sebze fiyatlarındaki düşüşle dengelendiği bir görünüm ima etmektedir. İşlenmiş gıda grubu enflasyonunun ise grup genelinde düşük seyrettiği izlenmektedir. Enerji grubu enflasyonunda şebeke suyu ve ham petrol fiyatlarındaki artışı takiben akaryakıt fiyatları öne çıkmakta, veriler elektrik fiyatlarında Son Kaynak Tedarik Tarifesi kaynaklı kısmi bir düşüş ima etmektedir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, öncü veriler dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir.
PARA POLİTİKASI
26. Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 46’da sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’da, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 44,5’te sabit tutmuştur.
27. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda tüm para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
28. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
29. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.