Dr. Özsoy, KKKA’nın zoonotik bir hastalık olduğunu belirterek, “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kenelerin insanları ısırmasıyla bulaşan bir virüs tarafından oluşturulan ve ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve daha ciddi olgularda kanama gibi bulgu ve belirtiler oluşturarak ölümlere neden olabilen hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktır” dedi.
Hastalığın Türkiye’de en çok Hyalomma marginatum türü keneler aracılığıyla bulaştığını belirten Özsoy, “Hastalık ülkemizde başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaşmaktadır. Bunun yanı sıra hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir. Kuluçka dönemi genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir” açıklamasında bulundu.
Hastalığın özel bir tedavisinin olmadığını belirten Özsoy, “Tedavinin esasını destek tedavisi oluşturmaktadır. Bu gün için hastalıktan korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmamaktadır. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kontrolüne yönelik çalışmalar Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Kişisel korunma önlemlerinin alınması hastalığın kontrolü için ön plandadır” diye konuştu.
Risk gruplarına dikkat çekti
Dr. Özsoy, KKKA’nın özellikle bazı meslek gruplarında daha sık görülebildiğini ifade ederek, “Risk grupları; endemik bölgede yaşayan tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçiler, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, veteriner sağlık teknisyenleri, enfekte hastalarla temas eden sağlık personeli, laboratuvar çalışanları, hastaların yakınları, askerler ve kamp yapanlar olarak sıralanabilir” dedi.
İzlem süreci önemli
Hastalığa maruz kalınması durumunda izleme sürecinin önemli olduğunu vurgulayan Özsoy, “Maruz kalan kişi, günlük vücut ısısı ölçümü ve haftalık tam kan sayımının yapılması da dahil olmak üzere KKKA belirtileri veya işaretleri için iki haftalık bir izleme periyodundan geçmelidir. Karantina gerekmez. İzleme döneminde ateşli bir hastalık gelişmesi durumunda tanısal testler yapılmalı, ilaç (Ribavirin) kullanımının profilaksideki rolü belirsizdir, daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.