“Kapımız açık” diyorsunuz, ama randevu taleplerimize cevap vermediniz.
“Gelsinler konuşalım” diyorsunuz ama sadece size yakın olan basınla görüşüyorsunuz.
Bir basın toplantısı düzenlemek bu kadar zor mu Sayın Başkan?
Siz, kamu kaynaklarıyla değil ama kamu adına hareket eden bir kurumun başındasınız. Bu yüzden attığınız her adım, harcadığınız her kuruş, topluma açıklanmak zorundadır. Festival sponsorluğu için ödenen 360 bin TL’lik bedelin hangi ajansa, hangi kriterlerle verildiğini sormak bizim görevimiz. Bu soruya cevap vermek de sizin sorumluluğunuz.
Sayın Başkan…
Size soruyoruz, çünkü sessiz kalan üyeleriniz bize ulaşıyor.
Size soruyoruz, çünkü Bandırma’da medya susarsa kamuoyunun kulağı da gözü de kapanır.
Size soruyoruz, çünkü basın sizin muhalifiniz değil, aynanızdır.
Ve bu ayna size şu gerçeği gösteriyor:
Ticaret Odası üyelerini tanımıyor.
Birçok üyenin sıkıntısı, talepleri ve sesi Oda’ya ulaşmıyor.
Oda’nın çalışanlarıyla sorunumuz yok ama bu şehirde Ticaret Odası “üye”sine değil, “çevre”sine çalışıyor algısı her geçen gün güçleniyor.
Şimdi kalkıp saygıdan bahsediyorsunuz…
Ancak asıl saygısızlık, sizin bu söylemlerinizde gizli.
“Kulaktan dolma bilgilerle haber yapıyorlar” diyorsunuz. Bu ne demek Sayın Başkan?
Gazeteciler birilerinden bilgi alıp haber mi yazıyor diyorsunuz?
O zaman açık konuşalım:
Bunu iddia ediyorsanız ispatlamak zorundasınız.
Aksi takdirde kamuoyunu yanıltmaya çalışan, itibarsızlaştırmaya kalkışan siz olursunuz.
“Alan elin veren elden haberi olmaması için bazı bilgileri kamuoyuyla paylaşmıyoruz” diyorsunuz…
Ama Sayın Başkan, siz bir hayır kurumuna bağış yapmadınız, bir festivale sponsor oldunuz.
Ve o festival kamuya açık bir etkinlik, harcadığınız para da bir oda kararıyla verilmiş, yani açıklanması gereken kamusal bir meblağ.
Biz de bunu soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz.
Festival için neden bu yıl bir ajansa doğrudan ödeme yapıldı?
Bu ödeme neye göre belirlendi, hangi kararlarla onaylandı?
Bandırma’nın sorunlarını konuşalım demişsiniz, merak etmeyin biz o sorunları neredeyse her gün gündemde tutuyoruz zaten bu yüzden rahatsızlık veriyoruz.
Sorun sırlamasında Bandırma’nın limanı çevreyi kirletirken neden bu konuda tek kelime etmiyorsunuz?
Üyeler için ne gibi somut destekler verdiniz?
Neden bugüne kadar bir basın toplantısı bile yapmadınız?
Ve son olarak şunu da ekleyelim:
Biz okuyucu sayımızı arttırmak gibi bir kaygı içinde değiliz. Bilmiyor olabilirsiniz diye hatırlatmak isteriz: Bandırma’nın en güçlü medya kuruluşlarından biriyiz.
Haberciliğin nasıl yapılacağını da biz, sahada haber peşinde koşanlar biliriz. Eğer bunu sizden öğreneceksek, ortada ciddi bir algı sorunu var demektir.
Ayrıca…
Bandırma Ticaret Odası’nın 100. yılı sizin döneminizde kutlanıyor.
Ve görüyoruz ki siz de “100. yıl türküsünü tutturdunuz.
Ancak unutmayın: 100. yıl kutlaması baloyla, pasta kesmeyle, hatıra fotoğrafıyla olmaz.
Eğer 100. yıla yakışır gerçek icraatlar yaparsanız, o zaman adınızı kalın harflerle tarihe yazdırırsınız.
Yoksa sadece bir kutlama defterinin köşesinde kalırsınız.
Ve en önemlisi:
Bu kurumun başkanı olarak şeffaflığın önünü açmak mı, yoksa sorgulayan gazetecileri “klavye başında” diye küçümsemek mi size yakışıyor?
Başkanım, Bandırma’nın genel sorunlarına takılmadan önce, önceliğinizin kendi üyeleriniz olması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Ne yazık ki ne siz ne de Oda çalışanlarınız üyelerinizin hangi işle meşgul olduğunu, ne gibi sorunlar yaşadıklarını, işlerini nasıl büyütebileceklerini tam anlamıyla bilmiyorsunuz.
Bugün kaç üyeye iş geliştirme eğitimi verdiniz?
Kaç üyeye pazarlama, dış ticaret ya da dijital dönüşüm semineri sundunuz?
Kaç KOBİ’ye yol gösterici oldunuz?
Ama artık biz üyelerinizin yaşadığı sorunları sadece Bandırma’da değil, tüm Türkiye’de duyuracağız. Yerel medyayla sınırlı kalmayacak, ulusal basında da gündeme taşıyacağız.
Görmezden gelinen her sorun, duymazdan gelinen her ses artık daha geniş kitlelerin önünde yankılanacak.
Siz sessiz kalmayı seçseniz de biz susmayacağız.
Sayın Başkan, basın bu toplumun hafızasıdır.
Ve biz unutmuyoruz.
Ne sorularımızı…
Ne de cevapsız bırakılan kamu menfaatlerini.
Çünkü biz klavye başında değil,
Bandırma’nın vicdanındayız.
Gökhan DAĞLI