Nöbetçi Eczaneler
Sayın Doğan, Bandırma’nın ortasında yıllarca kaderine terk edilmiş, içler acısı hale gelmiş bir park alanının iyileştirilmesinden “bela” diye söz ediyor. Oysa Bandırmalı vatandaş, bu alanın canlanmasını, yeşil dokunun artmasını, ailelerin nefes alabileceği alanların çoğalmasını istiyor. Ama görünen o ki Sayın Doğan, Bandırma için yapılacak her adımı potansiyel bir sorun olarak görmekte ısrarcı.
Geçmişte yaşanan bazı hataları sürekli tekrar ederek gündem yaratmaya çalışmak, bugünün çözüm odaklı yaklaşımını gölgelemeye yetmez. Sayın Mirza, projeyi lüks bir gösteriş değil, asgari masrafla halkın hizmetine sunma anlayışıyla iyileştirmeye çalışıyor. Kamelyalar, oturma alanları, çocuklar için güvenli bölgeler, dere kenarında doğayla iç içe geçirilecek vakitler… Bunlar vatandaşın talebiyken, Sayın Doğan hâlâ “bela” peşinde.
Sivrisinek tartışmasına gelince… Her yaz gündeme gelen bu doğa olayını tek bir parka bağlamak, bilimsel dayanaklardan uzak, popülist bir söylemdir. Eğer her sorunu bir düşman yaratmadan çözeceksek, önce konunun uzmanlarına kulak verelim, çevresel ve meteorolojik faktörleri konuşalım. Ama belli ki Sayın Doğan, siyaseti mikrofonla değil, megafonla yapmayı seviyor. Ne söylediğinden çok, sesini duyurma derdinde.
Malta Parkı’nın 20 yıllık tahsisi, Bandırma Belediyesi’nin kaynak israfı yapmadan, ortak bir kamu yararı doğrultusunda çözüm üretme girişimidir. Projeyi sadece ‘kim yaptı’ diye değil, ‘kimin işine yarayacak’ diye değerlendirmek gerekir. Bandırmalı vatandaşlara hizmet edecekse mesele, bu çabayı baltalamak değil, destek olmaktır.
Sayın Doğan’a soruyoruz: Tam olarak ne istiyorsunuz? Eleştirdiğiniz alan iyileştirilmesin mi? Atıl mı kalsın? Ağaçlar kurusun, yollar çamur içinde mi olsun? Yoksa mesele başka mı? Malta Parkı değil, asıl dert sizin siyaset yapma biçiminiz olabilir mi?
Sonuç olarak Malta Parkı, Bandırma’nın başına bela değil, nefes olacak. Ama birileri için nefes alınan her alan, siyasi daralma demekse, bu başka bir yazının konusu olur.
GÖKHAN DAĞLI
