Nöbetçi Eczaneler
Bu kez de klavyeyi eline alıp 6222 Sayılı Sporda Şiddet Yasası’nı “futbolun beka sorunu” ilan etmiş. Evet, yanlış duymadınız: Aynı Ceyhun Bey!
Destek oylamasında kendi kulübüne “hayır” diyen, Bandırmaspor’un sırtındaki yüklerden biri olan o Ceyhun Bey…
Birden “futbolun kurtarıcısı” kesilmiş.
Kendince öyle bir manifesto kaleme almış ki sanırsınız Türk futbolunun değil, Türk demokrasisinin anayasası değişiyor!
“Masum taraftarı potansiyel suçlu gören yasa” demiş…
“Adalet, eşitlik ve şeffaflık” demiş…
Ne güzel cümleler!
Bir an inanası geliyor insanın… ta ki konuşanın kim olduğunu hatırlayana kadar.
Sayın Yıldırım,
Taraftarın sesinin susturulmasından dem vuruyorsunuz ama kulüp içinde farklı düşünenlerin sesini susturmakta en mahir sizsiniz.
6222’nin “adaleti boğduğunu” söylüyorsunuz ama Bandırmaspor’a destek oylamasında adaleti değil, koltuğunuzu korumayı tercih ettiniz.
Şimdi bir anda vicdan muhasebesine girmişsiniz; ne güzel! Ama unutmayın, taraftarın hafızası taze, hafif uykulu ama asla unutkan değil.
Bir kulüp sözcüsünden beklenen, takımını savunmak, taraftarın sesi olmak, şehri motive etmektir.
Ama siz her açıklamanızda Bandırmaspor’a değil, kendi egonuza basın bülteni yayınlıyorsunuz.
Kimi zaman yasaları eleştiriyor, kimi zaman yöneticileri hedef alıyor, kimi zaman da hakemleri…
Ama bir türlü aynaya bakmayı akıl edemiyorsunuz.
6222 elbette tartışılır, eleştirilir, reformu da yapılır…
Ama futbolun asıl “beka sorunu”, tribünde değil; yönetim katlarında, o koltuklara yapışmış, gitmek bilmeyen sizlerdir.
Çünkü taraftarın sesi yasa ile değil, sizin gibi “red oycuların” umursamazlığıyla kısılıyor.
Kısacası Sayın Yıldırım;
6222’den önce çözülmesi gereken başka bir yasa var:
“Bandırmaspor’a zarar vermeme yasası.”
Ve siz o yasayı her fırsatta ihlal ediyorsunuz.
Artık gerçekten şiddet görmeye başlayan şey, futbolun ruhu değil…
Bandırmaspor’un sabrıdır.