Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Seni Dinliyorum” Demek Hayat Kurtarır: Ergenlikte Ebeveyn Duruşu

Ebeveynlerin merak ettiği, çocukluk ve yetişkinlik arasında yer alan ve fiziksel ile psikolojik bir geçiş süreci olan ergenlik dönemine giren çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiği Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloğu Helin Ezgi Deniz anlattı.

Ebeveynlerin merak ettiği, çocukluk ve yetişkinlik arasında yer alan ve

Ergenlik dönemi, çocukların 15-18 yaşları aralığında geçirdikleri ve ailelerin de farklı bir deneyim yaşayıp çocuklarına nasıl davranması gerektiğini araştırıp uzmanlara danıştıkları bir dönemdir.

Ailelerin en çok zorlandığı ve çocukların en hassas olduğu bu dönemde ergen çocuklara nasıl davranılmalı?

Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloğu Helin Ezgi Deniz anne babalara çok önemli bilgiler verdi.

Ergenlik döneminin insanın hayatında hem en çok değiştiği, hem de en çok anlaşılmak istediği dönem olduğunu söyleyen Psikolog Helin Ezgi Deniz, tüm bu dönüşümün ortasında ergen bireylerin, hem ebeveynlerinden uzaklaşmak hem de bir yandan hâlâ onlara dayanmak istediğini söyledi.

ERGEN ÇOCUĞUNUZA BU CÜMLELERİ KULLANMAYIN!

Deniz, “İşte tam da bu çelişkinin içinde, ebeveynin rehberliği çok kıymetlidir. Ama bu rehberlik, emir veren değil, eşlik eden bir yerden olmalıdır. Bir ergen çocuğa yaklaşırken en temel ihtiyaç şudur: anlaşıldığını hissetmek. Yargılayan, ‘Ben senin yaşındayken…’ ile başlayan cümleler kuran birine değil; ‘Seni dinliyorum, anlamaya çalışıyorum’ diyen birine ihtiyaç duyar. Onu düzeltmek için değil, ona alan açmak için yanında olmalısınız. Çünkü ergenlikte birey, özgürlükle bağ kurmaya, kim olduğunu tanımaya çalışır. Bu süreçte ebeveynin görevi, onun düşmesine engel olmak değil, düştüğünde kalkabileceği zemini sağlam tutmaktır.
Kurallar elbette olmalı; ama bu kurallar açıklanmalı, birlikte tartışılmalı. Ergen birey sınırları reddetmez aslında, keyfi sınırları reddeder. Kendisine neden güvenilmediğini, neden bir şeyi yapamayacağını bilmek ister. Bu yüzden şeffaflık ve tutarlılık çok değerlidir. Öte yandan onun bireysel alanına saygı göstermek, mesela kapısını çalmadan odasına girmemek gibi basit davranışlar bile, “senin özel alanın benim için değerli” mesajını verir. Bu da çocuğunuzun kendisini değerli hissetmesini sağlar” dedi.

BURSA’DA EVDEN KAÇAN BURAK KOÇAK’IN PSİKOLOJİSİNİ YORUMLADI

Bursa’nın Orhaneli ilçesinde ailesinin kayıp ihbarında bulunduğu 13 yaşındaki Burak Koçak, tam 5 gün sonra bugün bulundu ve evden kaçma sebebinin de saç tıraşı yüzünden ailesiyle tartışması olduğu ortaya çıktı.

Ergenlik dönemindeki bir çocuğun yaşadıkları hakkında da tecrübelerini paylaşan Psikolog Helin Ezgi Deniz, “Bursa’daki Burak K. örneği gibi, evden kaçma vakaları genellikle bir şeylerin uzun süre duyulmadığı, görülmediği, ifade edilmediği zamanlarda ortaya çıkar. Ergen birey, ‘söyleyemediğini davranarak anlatır’ Evden gitmek, sadece bir mekândan uzaklaşmak değildir; anlaşılmadığını hisseden bir çocuğun iç dünyasındaki yalnızlıktan kaçışıdır çoğu zaman. Bu nedenle, çocuklarımızın duygusal dünyalarını düzenli olarak yoklamak gerekir. Sadece “notların nasıl?” ya da “yemeğini yedin mi?” değil; “Son zamanlarda seni ne mutlu etti, ne canını sıktı?” diye sormak gerekir. Unutmayalım ki çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu şey mükemmel ebeveynler değil; gerçek, ulaşılabilir ve duyarlı yetişkinlerdir. Kendinizi ifade ederken bile duygularınızı paylaşmanız, çocuğunuzla ilişkinizi güçlendirir. “Ben senin davranışın karşısında biraz endişelendim” gibi bir cümle, suçlamadan çok bağ kurar. Sonuç olarak, ergenlikle baş etmek, onu yönetmek değil, onunla birlikte yürümeyi öğrenmektir. Eğer biz bu yürüyüşte güvenli ve açık bir eşlikçi olabilirsek, çocuğumuz hem kendi yolunu bulur hem de bizden uzaklaşmadan büyür” ifadelerinde bulundu.