Nöbetçi Eczaneler
Bu söz, salondaki birçok kişiye umut olmuştu.
“Demek ki koltuğa yapışmayacak, demek ki partide yeni bir sayfa açılabilir” dedirten bir çıkıştı.
Ama gelin görün ki, bugün o sözün zerresi bile hatırlanmıyor. Mehmet Atak, tüm yaşananları unutmuş gibi kürsüye çıkıp “Adayım” diyebiliyor. Üstelik öyle bir rahatlıkla söylüyor ki, sanki geçmişte bu sözü hiç vermemiş gibi.
Sözünden Dönmek Sıradan Bir Şey mi Oldu?
Siyaset, toplumun güven üzerine kurduğu bir sistemdir. İnsanlar liderlerine güvenir, verdikleri sözlere inanır, söylediklerinin arkasında duracaklarına dair bir inanç besler.
Peki ya bu inanç kırılırsa?
Bir siyasetçi verdiği sözü bu kadar kolay çiğnerse, geriye ne kalır? Sadece koltuğun cazibesi mi?
Mehmet Atak’ın “aday olmayacağım” sözü, o gün için sadece bir vaatti belki… Ama bugün, o sözden cayması basit bir “fikrimi değiştirdim” meselesi değil. Bu, siyasi ahlakın ve güvenin yerle bir olmasıdır. Çünkü bu sadece bir adaylık kararı değil; sözünün değersizleştiğinin ilanıdır.
Koltuğun Büyüsü
Parti içinde küskünlükler, kırgınlıklar, dağılmış kadın ve gençlik kolları varken; Bandırma CHP ikiye hatta üçe bölünmüşken… Normal şartlarda böyle bir tabloyu yaratan yönetim, yeni bir sayfa açmak için geri çekilir.
Ama belli ki koltuğun büyüsü ağır basmış. Öyle ki, kendi eliyle verdiği sözü bile unutturmuş.
Sahi, ne değişti Sayın Atak?
Daha düne kadar “Aday olmayacağım” diyen sizdiniz.
Kimler ikna etti sizi?
Kapalı kapılar ardında hangi vaatler verildi?
Hangi hesaplar yapıldı?
Ve asıl soru: Sözünüzü bozmaya değecek ne aldınız?
Topuğu Kırık Efeler Mesajı
Geçtiğimiz gün kürsüde, “Topuğu kırık efelerden de hesap soracağız” dediniz.
Hedefiniz, CHP’den istifa ederek AKP’ye geçen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu idi.
İyi, güzel… Elbette partisine sırtını dönenlerden hesap sorulmalı.
Ama kendi verdiğiniz sözün hesabını vermeden başkasına hesap sormak, siyasette inandırıcılığınızı yerle bir eder.
Bir siyasetçi önce kendi sözünün arkasında durur. Eğer kendi sözünü yok sayan bir başkan, başkasının ihanetini yargılamaya kalkarsa, o sözün ağırlığı kalmaz.
Güven Bir Kez Kırıldı mı…
Parti tabanı, liderinden önce dürüstlük bekler. Kendi çıkarı için sözünden dönen bir başkanın, bundan sonraki hiçbir sözüne güven duyulmaz.
Bugün “Adayım” der, yarın başka bir konuda da sözünden döner. Çünkü güvenilirliğini bir kez kaybeden, o eşiği çoktan aşmıştır.
Mehmet Atak’ın kürsüde yaptığı uzun konuşmada kendini övmesi, geçmişteki görevlerini tek tek anlatması, “övünmek de benim hakkım” demesi… Bütün bunlar, verdiği sözü unutturmak için bir perde gibi. Ama unutmayan bir şey var: Hafızalar.
O söz, hafızalara kazındı ve orada duruyor.
Bandırma CHP’nin İhtiyacı
Bugün Bandırma CHP’nin ihtiyacı, sözünde duran, partiye güven veren, üyelerini birleştiren bir liderdir.
Sözünden dönüp, koltuğu korumak için sahneye çıkan bir isim değil.
Çünkü bu koltuk, şahsi bir makam değil; partinin ortak iradesinin simgesidir. Ve o irade, kişisel hırslarla lekelenmemelidir.
Mehmet Atak belki bu seçimde kürsüden “Adayım” dediği anı bir zafer gibi görebilir. Ama unutmasın ki, o an aynı zamanda “Sözümün hükmü yok” dediği andır.
Ve siyasette, sözü hükmünü yitiren bir lider, ne kadar koltuğunu korursa korusun, gerçekte kaybedendir.
