Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Basın Müdürü mü? Parke Taşı Uzmanı mı?

Gönen Şehir Parkı’nda parke taşı döşeme çalışmaları devam ediyor. Belediye Başkanı İbrahim Palaz da her zaman olduğu gibi çalışmaları yerinde “incelemeyi” ihmal etmiyor. Fotoğraf karesinde ise tanıdık bir sima daha göze çarpıyor: Basın Daire Müdürü Serkan Sungur.

Gönen Şehir Parkı’nda parke taşı döşeme çalışmaları devam ediyor. Belediye

Asıl soru şu: Sayın Sungur’un orada ne işi var?

Basın bülteni deseniz yok, ara da bir olsa da yapay zekaya haber metni yazdırıyor oturup iki satır basın bülteni yazmak yok, kamuoyuna doğru düzgün açıklama deseniz hiç yok. Belediyenin sosyal medya hesapları hâlâ cümle düşüklükleri ve özensizlikle dolu. Haberi gazeteciler değil, başkanın fotoğrafçısı yayıyor. Peki, basın müdürü ne yapıyor? Parke taşı döşeme işine mi girdi?

Asıl mesele şu: Serkan Sungur, belediyeye bir imza ile memur yapıldı. Liyakat mi? Alakası yok. Sonra hiçbir basın-yayın tecrübesi olmamasına rağmen, sadece bir “atama” ile Basın Daire Müdürlüğü’ne getirildi. Gönen Belediyesi’nde işler bu kadar kolay. Bilgiye, deneyime, yeteneğe gerek yok; önemli olan doğru kişiye yakın olmak.

Basın müdürü olması gereken kişi parkta başkanla gezip poz veriyor, basına bilgi vermesi gerekirken sus-pus duruyor. Kamuoyunun merak ettiği sorulara cevap yok ama her fotoğrafın bir kenarında kendisi var. Görev tanımı belli değil, sorumluluğu yok ama konumu var.

Gönen Belediyesi’nde liyakat sistemi çökmüş durumda. Herkes her işi yapıyor gibi görünse de, aslında kimse işini yapmıyor. Görevler kartvizitlerde yazıyor ama sahada uygulaması yok.

Vatandaş artık bu göstermelik faaliyetlerden bıktı. Parke taşlarıyla vitrin süsleniyor ama altı boş. Gönen halkı artık şeffaflık, hesap verebilirlik ve liyakat istiyor. Belediye yönetimi ise hâlâ “kim daha yakınımda” hesabı yapıyor.

Kamu görevi, yürüyüşle değil, icraatla yapılır. Ve herkes layık olduğu koltukta oturmalı. Yoksa bu taş döşemeleri, sadece yolları değil, gerçekleri de örtmeye başlar.

Yazan: Gökhan Dağlı