Barajlar Can Çekişiyor, Kısıtlamalar Kaçınılmaz Oldu
Bir zamanlar bölgenin bereket kaynağı olan, Bandırma’ya içme suyu, on binlerce dönüm tarım arazisine ise can suyu sağlayan Yenice-Gönen Barajı, bugün adeta can çekişiyor. Su seviyesindeki dramatik düşüş nedeniyle, tarımsal sulamada %30 oranında zorunlu su kesintisine gidilmesi kararı alındı.
Bu, krizin boyutunu gösteren adımlardan sadece biri. Artık damla ve yağmurlama gibi modern sulama sistemleri bir tercih değil, bir zorunluluk. Vahşi sulama yapanlara ağır para cezaları uygulanması gündemde. Su tüketimi en yüksek ürünlerden olan çeltikte ekim alanları daraltılırken, çiftçilere daha az su isteyen ürünlere yönelmeleri telkin ediliyor. Takvimler o kadar sıkıştı ki, 15 Haziran’dan sonraki ekim talepleri dahi kabul edilmedi.
Rakamlar Tehlikeyi Anlatıyor: Su Eylül’ü Görmeyebilir
Mevcut su durumu, geleceğe dair karamsar bir tablo çiziyor. Barajda tarımsal sulama için kalan su miktarının, en iyi senaryoyla, bölgenin bir kısmında Ağustos sonuna, diğer kısmında ise 15 Eylül’e kadar yetebileceği öngörülüyor. Sonrasında ne olacağı ise büyük bir muamma.
Kuraklıktan Daha Sinsi Tehlike: Kirlilik ve Su Hırsızlığı
Ancak sorun sadece kuraklık değil. Kriz, insan eliyle daha da derinleşiyor. Barajı besleyen ve yasal olarak mutlak koruma altında olması gereken yaklaşık 6.000 dekarlık arazide, yasa dışı tarım yapıldığı tespit edildi.
Bu durum, iki yıkıcı sonuç doğuruyor:
Zehirli Tehdit: Tarımda kullanılan kimyasal gübreler ve zehirli tarım ilaçları, doğrudan milyonlarca insanın içme suyu kaynağına karışıyor. Kalan az miktardaki su, her geçen gün biraz daha kirlenerek halk sağlığını tehdit eder hale geliyor.
Su Hırsızlığı: Kuraklık nedeniyle her damlası altın değerinde olan su, koruma alanından kontrolsüzce çekiliyor. Bu durum, zaten kısıtlamalarla üretim yapmaya çalışan ve sırasını bekleyen çiftçinin hakkının gasp edilmesi anlamına geliyor.
Yenice-Gönen’de yaşananlar, ne Balıkesir’e ne de tek bir bölgeye özgü. İzmir’den Tekirdağ’a, Bursa’dan Anadolu’nun içlerine kadar birçok havza benzer bir kaderi paylaşıyor. Kuraklık artık gelecekteki bir tehdit değil, bizzat yaşanan acı bir gerçek. Kuruyan barajlar, kirlenen kaynaklar ve çaresizce gökyüzüne bakan insanlar, tek bir gerçeği haykırıyor: Su bitiyor ve zaman daralıyor.